Nerden hafızamda kalmış anımsamıyorum ama; yirmi yıldır Bodrum’u mesken tutmuş İsveçli ihtiyar bir çifte muhabir mikrofonu uzatmıştı: “Neden Türkiye’de yaşıyorsunuz, burada hoşunuza giden nedir?” Cevap net: “Bizim ülkemizde beş sene sonrasında neler olabileceğini öngörebilirsiniz ama burada beş dakika sonra ne olacağı belli değil. Sürprizlerle...
Sağlıklı olarak dünyaya gelmiş bir çocuk düşünelim. Açlık çekmiyor ve sadece hastalandığında tedavi olmak için değil, daha anne karnına düştüğü andan itibaren düzenli bir sağlık hizmeti alıyor. Daha üç aylıkken annesi mevcut yaşam koşullarından kaynaklı çalışmak zorunda olduğu için ondan koparılıp anneanne, babaanne,...
Farkındayım, farkındasınız, farkındalar! Bugünkü dertsizlik, meselesizlik ve umursamazlık gökyüzüne doğru boy atacak nice zihni baltalıyor ve birer güdük çalılık olarak kalmaya mahkûm ederek çaresizliğe sürüklüyor. Dikkatsizlikten, özensizlikten, gamsızlıktan türetilmiş kabalıklarımız; durmadan biriken, tortulaşan, pıhtılaşan, habisleşen yalanlarımız; dağıtılamayan tasalar, giderilemeyen güvensizlikler, tamir edilemeyen iç arızalar,...
İlahi hitaba baktığımızda birileri zengin olacak ve yoksullara verecek tablosu yerine zengin-yoksul ayrımının ortadan kalkması ve eşit hale gelmeleri konusunda yüzlerce ayet olduğunu görüyoruz. Yani bir yetim ve öksüzün tertemiz vicdanından dünyaya son kez haykıran İlahi hitap; kelimelerin gücünü kullanarak toplumda “yoksul bırakmamayı, zengin...
Tarihin her döneminde dünyanın merkezi konumunda bulunan Ortadoğu sahip olduğu özellikler ve stratejik önemi nedeniyle sürekli bir çekim merkezi konumunda bulunmuştur. Ortadoğu’nun bu durumu bu bölgede savaşların ve egemenlik mücadelelerinin her dönemde yaşanmasına neden olmuştur. Ancak tarihin hiçbir döneminde ve dünya coğrafyasının hiçbir yerinde,...
Aklın alamayacağı bir cehennem ortamının görüntülerini izliyoruz hem de tam 75 yıldır. Kardeşin kardeşe kırdırıldığı bir ortamda, “işlenmiş belleklerimizle” medeniyet havzalarının kör şiddete teslim edildiği, yığınlarca aktör ve faktörün birbirine geçtiği bir sürece üzülüyor, kanıyor, acıyor ama yıllara yayılan “tarihin en uzun cenaze töreni”nde...
Yaşanmışlıkları, adanmışlıkları ve sanırım en çok da aldanmışlıkları nedeniyle yaşamın kıyısında ve hayatın sadece “ucundan” tutarak yaşıyor artık çağımız insanı. Açılmaktan, derinlere inmekten, sadakatini sunmaktan, vefadan nasiplenmekten ve her şeyden önemlisi de “gönlünde yer vermekten” ödü patlıyor artık. Zira öyle bir çağ ki hissetmeye,...
“Dert o ki, dermanı kendisi olsun” derdi rahmetli dedem ve eklerdi “Allah devasız dert yaratmamıştır”. Çocuk aklımla sorardım; “ama ölümün devası yoktur ki?” “Ölüm dert değil devadır oğul” derdi. “Doğmak derdinin devasıdır ölüm. İlle de içinde ölüm geçen bir dert bulacaksak kendimize, ölmeden evvel...
Muhtemelen duyduğunuz bir rivayettir; Bir adam İsa Aleyhisselam ile arkadaşlık yapmak ister. İsa Aleyhisselam adamı kırmaz, birlikte uzunca bir yola çıkarlar. Bir miktar yürüdükten sonra su başında dururlar. Yanlarında azık olarak aldıkları üç ekmek vardır. Her biri birer ekmek yer ve İsa Aleyhisselam gidip...