KALEMLER EMANETTİR
Zaman zaman özellikle dinsel terminoloji bağlamında çok ciddi eleştirilere maruz kalsam da kahir ekseriyette kullanmaya çalıştığım “kucaklayıcı” dilin yarattığı “vedud”
DevamZaman zaman özellikle dinsel terminoloji bağlamında çok ciddi eleştirilere maruz kalsam da kahir ekseriyette kullanmaya çalıştığım “kucaklayıcı” dilin yarattığı “vedud”
DevamMalik bin Dinar Hazretleri anlatıyor: Hz. Rabia’nın yanına gittim, abdest alırken kullandığı bir kırık testiden su içerken gördüm onu. Altına
DevamDinsel terminolojiyi bir kısıtlama alanı içinde “tarihsel mitolojik soslarla” bezeyip sunanlar hüsnü zannımca fena halde yanılıyorlar. Zira din, insana “kısıtlama”
DevamGerek internet denen digital çöplüğün artık her kesimden insanın hizmetine girmesi ve gerekse de sosyal medya adı altındaki uygulamaların kişilerin
DevamMalum Kurban Bayramı yaklaşıyor ve bayramla birlikte özellikle son yıllarda yoğunlaşan manasız bir “kurban” tartışması; “Dinde kurban kesmek var mıdır,
Devam2022 yılı Ramazan ayı veda etmek üzere. Zira hayat, hiç ara vermeden devam ediyor ve zaman, belirlenmiş ecele doğru hızlı
Devamİslâm’ı “kayyum”, yani hayatın atar damarlarında atan, atması gereken bir din ve yaşam biçimi olarak tanımlıyor İlahi kelamın sahibi Rum
DevamKendimizde kalmaktan, benliğimize kapılmaktan, özümüzle oynamaktan, nefsimizle dolmaktan, dünyanın süfli zevkleri ile doymaktan bir adım olsun geri çekildiğimiz bir Ramazan
DevamHayat hiç ara vermeden devam ediyor ve zaman belirlenmiş bir ecele doğru hızlı bir şekilde akıyor. Bu akış içinde bizi
Devam“İnsanın insana emanet edildiği” gerçeğinden yola çıkarak “İnsanın kâinattaki en önemli kutsal olduğunun” farkındalığını sağlamak amacıyla Eylül 2017’de temellerini attığımız
DevamKaynaklarda geçer! ‘İmam-ı Azam’ olarak bilinen Ebu Hanife’nin bir öğrencisi ders halkasındaki öğrencilerini ders bittikten sonra yapılan evin inşaatına yardımcı
DevamBen diyorum ki her fert baş ucuna; “Suçlu benim, herkes suçsuz!” levhasını asmalıdır. Ben diyorum ki yegâne kurtuluşumuz herkesin herkesi
DevamUygarlık ve medeniyet kavramları oldum olası birbirlerine karıştırılan kavramlar olup aslında tümüyle birbirlerinden bağımsız anlamlar içermektedir. Zira medeniyet denen şey;
DevamGerek ilahi beyan ve gerekse de ilahi beyanın göğsünden hikmet emen kadim öğretilerimiz bize yaratmanın tek ve biricik olduğunu, yaratan
DevamYüreği, unutulmuş en büyük sünnetlerden biri olan “insanlığın derdi ile kıvranma” sancısıyla kavrulan küçük bir azınlık, çok iyi farkında biliyorum;
DevamAnlamsız, diğer bir deyişle hikmetsiz iş yapmayan İlahi işleyiş, insanı yokluk aleminden varlık alemine taşımakla aslında hayatın anlamına dahil etmektedir.
DevamKiminin adını “teknoloji çağı” koyduğu ve benim gibi gaz lambasından bilgisayar çağına, oradan da bu çağa ışık hızıyla geçenlerin, “benim
DevamMail veya sosyal medya üzerinden “bilginin çok kirli olduğu, nereye dönmesi gerektiğini bilmediği, hangi kaynağa nasıl inanması gerektiğini bilmediği”ne dair
Devamİçinizde Çanakkale’de ikamet eden veya oraya gitmek gibi bir şansı elde eden var mı bilmiyorum! Ancak gidenler bilirler! Şehitlikteki her
DevamZaman zaman özellikle “gönül ilişkilerinden” mustarip takipçilerimden bolca mail arıyorum. Her birinin yüreği avucunda ya buruk ihanet hikayeleri var ya
DevamBazıları elimizdeki imkânları ısrarla birer nimet olarak görmek ve göstermek istese de benim zannımca imkânlarımız, bugün yazık ki elimizde birer
DevamElim bir hastalığın pençesinde uzun süredir kıvranan yaşlı adam, tıbbın çözümünü bulamadığı hastalığına çare bulunamayınca kendisine olur da ‘bir ümit’,
DevamSözün frenlerinin boşaldığı keder verici zamanları yaşıyoruz aynı çağın göğsünden süt emen insanlar olarak. Hemen herkesi içine çeken bu felaket
DevamYaşlı bir adam odun toplamak için çıktığı yolda yürürken yolun sağ tarafında uzun zamandır buralarda olmasına rağmen ilk kez dikkatini
DevamMeşhur hikayedir belki de asırlardan beri rivayet edilip günümüze kadar gelen; Vaktin birinde bir kral, şehirde gezerken gördüğü genç bir
DevamBenim için ayrı bir ilgi alanı olan TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)’nun yayımladığı verilere bazen saatler ayıran deli bir tarafım var.
DevamZamanın birinde henüz yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını
DevamVaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı”, bugünkü adı “Arap Şükrü” olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir
DevamKöylünün biri bir sıkıntısını danışmak için İmam Ebu Hanife’nin ders verdiği mescide gelerek içeri girer. O esnada namaz kılınmaktadır. Hemen
DevamMalumunuz fırsat buldukça, yöneticiliği hükmetme değil hizmet etme olarak algılayan yöneticilerimizle aynı frekansta buluşmayı başardıkça, özellikle ergenlik çağını atlatıp gençliğe adım atmış
DevamAdam, ormanda dolaşırken, çalıların arasında bir tilki görmüş. Ama bu tilkinin dört ayağı da yokmuş. “Bu tilki böyle nasıl yaşıyor”
DevamGün geçmiyor ki bir kadın cinayeti ile yüzleşmeyelim veya böylesi bir cinnet anı, cinayet haberi dozu artırılmış bir şiddet sosu
DevamEski zamanlarda bir padişah, bir iki vezirini ve diğer erkandan birkaçını yanına alarak payitahta (başkente) yakın yerleşim merkezlerinde bir gezintiye
DevamÇok sevdiğim, “iyi” tanıdığıma inandığım, “Hasan ve Hamza” adında iki dünya tatlısı “yakışıklı” melekleri olan bir dostum var. Geleneksel algıyla
DevamDünya, ortaya koydukları geceli gündüzlü ‘samimi’ mesai ile, bilgiyi diploma mühründen kurtaran ama aynı zamanda bilgiden güç devşiren toplum mühendislerinin
Devam(Veriler https://www.haberturk.com/ sitesinden temin edilmiştir)
DevamGençlerimiz ve dolayısıyla geleceğimiz hakkında fazlasıyla kaygılandığımız bir çağdan geçiyoruz. Gençlerin yetişkinlerin dünyasına çok erken sokuldukları ve ticari çıkarlara dayalı
DevamBilgi dolaşımını serbest bırakarak, her kafadan bir sesin çıkmasına kasıtlı imkân veren yeni tekno-medyatik düzen, sözlerin bir bilinç ve idrak
DevamTemel`in en samimi arkadaşı olan İdris, uzun süredir artık kahveye uğramaz olur. Bu duruma fena halde bozulan Temel, bir süre
DevamÇanakkale Savaşı ile ilgili ‘hatırı sayılır’ bir okuma yapmıştım geçen yıllarda ve o okumalardan hafızamda en canlı kalan kısmı bir şehidimizin
DevamSizi bilmiyorum ama ben oldum olası mistik, uyuşuk ve sadece kendine odaklı bir din anlayışını benimsemedim, benimseyemedim. Bu yüzden de
DevamArd arda gelen haberlerle paslı ve yorucu bir iklimden geçiyoruz ve bu iklimde sadece zihnimiz ve kalbimiz değil; hayalimiz, umudumuz,
DevamSöyleşilerimden biri idi sanırım, farkındalığı yakalayabilmiş bir genç sormuştu; “Hocam bir avuç sahabe nasıl oldu başardı da biz bugün yaklaşık
DevamHocam “Büyüklerimizden duyduğumuz kadarıyla eskiye oranla maddi durumlarımız çok iyi olduğu halde, neden ruhlarımız doymuyor” diye sormuştu gençlerimizden biri, bir söyleşi
DevamÇok değil bundan en fazla on beş yirmi yıl evvel işten dönerken bakkala uğrayan; ceplerinden ve çantalarından filelerini çıkarıp alışverişini
DevamKelimelerin boşluğu dövdüğü, anlamların buharlaştığı, kutsalların sinirlerinin alındığı bu çağda “saatler harcayıp, uykusuz gecelerde kelimeleri yan yana getirerek anlamlı bütünlükler
DevamYaşı kırk ve üzeri okurlarım bilirler çok değil bundan yirmi yıl önce birileri gelip bize insanların bakışlarıyla çeşitli boylardaki ekranlara
DevamÇok değil bundan en fazla on beş yirmi yıl önce güzeli görenler gördüklerini tefekkür ederek, içlerine iyice sindirerek, kendilerine katarak
Devam